Fetihler Zincirinin Devamı

Fetihler Zincirinin Devamı

Sultan Murad'ın fermanıyla Timurtaş Bey askerleriyle Kızı­lağaç Yenicesini, Yanbolu Kalesini, Lala Şahin Paşa ise, İhti-man ve Samak Vilayetlerini teslim almağa uğraştıysa da, muvaffak olamadı. Ancak hedefin etrafındaki engelleri te­mizlemeyi bildi ve birçok ganimetle döndü. H. 796/M, 1367 kışını Dimetoka'da geçiren Sultan Murad ilkbaharda Karina-bad, Hayrabolu, Süzebolu ve Aydos kalelerini feth etti.

Sultan Murad Hazretlerinin bu fetihleri, adalet numunesi olarak gösterilen idaresini duyan ve tahkik edenler, himaye­sini istemek için yarışır hale geldiler. Hatta Venedik Körfezi kıyısında bulunan Rakûze halkı, sultana senelik vergi vere-, rek, padişahtan kendilerini himaye edeceğine dair bir ahid-name aldılar. Hüdavendigâr, bu senete -ahidnâmeye- Oğuz Hanlarının usullerine uyarak, pençesini kırmızı boyaya batı­rarak bastı. Sonra da bu, tuğraya tahvil edilerek tuğra icad edilmiş oldu.

H. 770/M. 1368 yılında Edirne Sarayı tamamlandığı için Sultan Murad oraya yerleşti. Kazasker Kara Halil'e Hayred-din Paşa lakabını takarak, onu sadrazam tayin etti. Kazas­kerliğe de Halil Hayreddin Paşa'nın oğlu Mevlana Ali'yi tayin etti. Şer'i Şerife uygun birçok kanunlar yapıldı. Orduya bîr kat daha nizam verildi. Daha sonra Sultan Murad ordusuyla birlikte hareket ederek Kırkkılise ve Pınarhisar'ını fethetti. Vi­ze üzerine yürüyen Sultan Hazretleri bir ay süren muhasara­dan sonra Vize halkının eman dileyerek kaleyi teslim etme­siyle, Vize de İslâm'ın oldu. Sultan Murad, nereye giderse orada emniyyet hasıl oluyordu. Bu yüzden beş sene Rume­li'de kalmış birçok fetihleri bizzat, diğer fetihleri de onun yan­larında olduğunu görüp, gayretleri artan kumandanları yap­mışlardı. Sultan Murad bazı tarihçilerin ileri sürdüğü gibi ka­rarsız bir sultan değil, bulunduğu yere emniyyet ve adaletin en yüksek numunelerini götürüyordu. Bu sebeble kâh Ana­dolu'da, kâh Rumeli'de bulunuyordu.
Top