Sadaret Dönemi

Sadaret Dönemi

Koca Ragıb Paşa gibi küçük yaştan beri, en büyük devlet adamları ve vezirlerin maiyetinde Rumeli'de, Anadolu'da her çeşit dahili ve harici siyasi işlerde, bir çok antlaşmaların meydana gelmesinde, bir »kaç Önemli vilayet valiliklerinde li­yakat gösterip, tecrübeler edinmiş, ilim ve İrfan bakımından fevkalâdeliği herkesçe bilinen kimseden, mutlaka başarılar dolu bir icraat beklenirdi.

Ne varki; yedi seneye yaklaşan makam-ı sadareti işgali, herkesle hoş geçinmek, dönemini huzursuzluğa uzak tut­mak, düşmanlıklara fırsat bırakmamak için, her şeyi gittiği istikamette tutmayı tercih etmiştir. (Jygun bir ıslahat devri yakalamış olmasına rağmen yukarıda sayılan sebebier yü­zünden ıslah edici çalışmalara başvurmamıştır.

Bazı tarihçiler; bu bakımdan Mehmed Ragıb Paşa'yı, tam bir muhafazakâr olarak nitelendirmişlerdir. Bu niteleme sa­dece tarihçilerin hükmü olmayıp, bizatihi kendisinin dudak­larından defaatle dökülmüş, şu beyanla kuvvet kazanmakta­dır ve o sözler şunlardır: "Mevcud ahengi bozarsan, sonra es-kidüzeni de veremezsin!" Bu sözüyle, Dimyat'a pirince gider­ken evdeki bulgurdan olmayalım ifadesine verdiği önemi de gösterir. 3. Mustafa Rusya'nın Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini düşünebildiği için, bunlara fazla bir hazırlık vakti vermeden bütün gücümüzü seferber ederek açacağımız bir seferde işlerinin bitirilmesini sağlayalım tekliflerine Mehmed Ragıb Paşa cevab olarak: "Efendimiz; moskoflu askerlerini avrupalılar gibi talim ve terbiyeye tâbi tutmuş olup, yeni sis­tem üzere harp alanına çıkmaktadırlar. Buna mukabil bizim askerimiz pek düzensiz haldedir. Bunların karşısında tutuna-mazsak sonumuz pek kötü olur. Bu bakımdan bunlarla harp etmekten içtinab etmemiz gerekir" Demekteydi.

Edebi sohbetlere, felsefi konulara ayırdığı zaman dilimini askeri ıslahata tahsis etmiş olsaydı, alınacak sonuç yüz gül­dürücü olabilirdi diyen tarih yazarları bulunduğu gibi, tam tersine bazı tarihçilerde, Ragıb Paşa ıslahat hususunda defa­atle padişaha takdim ettiği layihalarla yaptığı projeleri kabul ettirememişti. Üstelik bu projelerin Sultan 3. Mustafa tarafın­da nda akim bırakılmağa çalışıldığını beyan eden müverrih­lerde vardı Bunlara karşılık, Ragıb Paşa bu ıslahata kalkış-saydı, 3. Mustafanın haleflerinden 3. Selim'in basına gelenler bu ikilinin de başına gelebilirdi!

Öte yandan hakikaten Ruslar rahat kalmış olduklarından güçlü bir çalışma sergilemişler ve kuvvetlerine kuvvet kata­bilmeyi, tecrübelerine ilâveler temine muvaffak oldular. Nitekim Ruslarl 182/1768 savaşını ilân ettiğinde Mehmed Ragıp Paşa vefat edeli beş sene olduğundan, o acı dolu günleri ya­şama bahtsızlığına uğramadı. Bu bakımdan bazı tarihçiler pek haklı olarak, Sultan 3. Mustafa dönemini ikiye ayırarak ilk döneme Ragıb Paşa dönemi, ikinci döneme ise Rusya ile savaş dönemi demektedirler.
Top