Karesi Vilayetinin Alınışı

Karesi Vilayetinin Alınışı

İtalyan korsan gemileri, Marmara kıyılarında bulunan Os­manlı şehirlerini rahatsız ediyorlardı. Osmanlılar bunları Ön­lemek istiyorlarsa da, henüz donanmalarını kuramamışlardı. Halbuki bu tecavüzleri önleyebilmek İçin Akdeniz'in Marma­ra'ya giriş yeri olan Çanakkale Boğazını tutmak icab ediyor­du. Boğazın Rumeli tarafı Bizans'ın, Anadolu tarafı da Karesi Beyliğine ait idi. O tarihe kadar ne Osman Bey, ne de Orhan Bey, müslüman beylerin idarelerindeki yerlere taarruzda bu­lunmamışlardı. Karesi Bey'i Aclan Bey, Osmanlı Devletinin istikbalinin parlak olacağını hissediyor ve iyi geçinmeye azami dikkat ediyordu. İyi niyet ve takdirinin delili olarak oğlu Dursun Bey'i, Sultan Orhan'ın yanında yetişsin diye gönder­mişti.

Aclan Bey ölünce yerine, büyük oğlu geçti Ne var ki, bu büyük oğul, babasının yerini dolduramıyacağı gibi, ahlâkının da kötü olması, memleketin ileri gelenlerini çok üzüyordu. Sonunda vezir makamında bulunan Hacı İl Bey'e başvura­rak, Sultan Orhan'ın yanında bulunan Dursun Bey'i, ülkenin idaresini yüklenmesini temin için karar aldılar. Gönderdikleri bir elçiyle, Sultan Orhan'ın Dursun Bey'e izin vermesini rica ettiler.

Sultan Orhan, yanına Dursun Bey'i alarak, Karesi üzerine gitti. Sultan Orhan'ın geldiğini gören Aclan'ın büyük oğlu: derhal Karesi'den kaçıp, Bergama kalesine gitti. Sultan Or­han, kuvvetleriyle beraber Bergama'ya gitti, kaleyi muhasar altına aldı. Kan akmasın, müslüman kanı heder olmasın di­ye, Dursun Bey'i yanına bir heyetle, ağabeysi ile konuşmava gönderdi.

«—Ağabeyim bana kıymaz» diyen Dursun Bey, konuşmak için kale duvarına yaklaşınca, ağabeysi yayını gerip okunu attı ve kardeşi Dursun Bey'i öldürdü.

Sultan Orhan buna çok üzüldü ve gazabı üzüntüsünü aştı. Karesi Vilayetinin, Osmanlı Devletine ilhak olunduğunu ilan etti. Karşı duran olursa, bunu hayatıyla ödeyeceğini de bildirdi.

Ahali, Osmanlının, adalet ve İslâm kardeşliği içindeki ida­resine o kadar meftundu ki, bu olaya sevindiler. Bergama Kalesi ileri gelenleri Aclan oğluna gidip,

«—Ya hep beraber af dileyip teslim olalım, ya da biz seni tutup teslim eder, kendimiz için af isteriz» dediler. Aclan oğlu onlarla beraber af diledi. Sultan Orhan da onları affederek,

Aclanoğlunu Bursa'ya gönderdi. Aclanoğlu iki sene yaşadık­tan sonra Bursa'da öldü.

Sultan Orhan, Karesi Vilayetinin valiliğine İznik Valisi olan oğiu Süleyman Paşa'yı, ondan boşalan İznik Valiliğine de ikinci oğlu şehid padişah Sultan Murad-ı Hudavendigar Haz­retlerini tayin etti.

Süleyman Şah'a, karesi Bey'liğinin Osmanlıya ilhakıyla, hizmetlerini Omanlı Devleti için amade kılan Hacı İl Bey, Ga­zi Fazıl, Yakup Ece ve Evranos adındaki ünlü kumandanlarla müşavere etmesini tenbih ederek zaferlere, şükür duygulan içinde Bursa'ya döndü.

Bu büyük kumandanlar, Karesi Beyliğinde gerçek değerle­rini gösterememişlerdi. Osmanlıya hizmetlerini arzetmeye "başladıktan sonra, «Kılıç, layık olmayanın elinde paslanır. Ehlinin eline geçince, cevheri meydana çıkar, kıymetlenir.»

Darb-ı meseli gibi nice kahramanlık destanları sergilediler. Osmanlı Karesi Beyliğini ilhak etmekle, boğazın Anadolu ya­kasını da ele geçirmiş oluyordu.
Top