Danyal Aleyhisselam

Danyal Aleyhisselam

Danyal Aleyhısselamın Soyu:

Danyal b.Hızkıl´ül ´asgar[1], Peygamber oğullarından[2], Süleyrnan b.Dâvud Aleyhisselamların soyundandı. [3]

Danyal Aleyhisselâmın Resul Olmayan Bir Nebi (Peygamber) Oluşu:

Hz. Ali, Danyal Aleyhisselâm hakkında: "O, Resul olmayan bir Nebî idi." demiştir. [4]

Danyal Aleyhisselâmın Esir Edilerek Babile Götürülüşü:

Bâbil hükümdarı Buhtunnassar´ın, Beytülmakdis´i, yıkarak İsrail oğullarının ço­cukları arasından seçip kumandanlarına paylaştırdığı[5] esir çocuklar arasında Danyal Aleyhisselâm da, bulunuyordu. [6]

Danyal Aleyhisselâmla Üç Arkadaşının Zindana Atılışı:

Bâbil halkı, Buhtunnassar´a baş vurarak;

"İsrail oğullarından esir edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik.

Sen de, onları, bize vermiştin.

Vallahi, onlar, bizim yanımızda olalıdanberi, kadınlarımızın, bizi tanımadıkları­nı, onlarla ilgilendiklerini ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz.

O çocukları, ya bizim aramızdan çıkar, al, ya da, onları, öldür!" dediler. Buhtunnassar:

"İçinizden, her kim, elindekini öldürmek isterse, öldürsün!" dedi.

Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ bırakılmaları için, Allâha, yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ bırakılan Danyal Aleyhisselâmla Hananya, Azarya ve Mişaye[7] Bâbil Zindanına atılmışlardı.[8]

O sırada, Buhtunnassar; bir rü´yâ görmüş[9], fakat, gördüğü rü´yada görüp te, kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu. [10]

Buhtunnassar, gördüğü rü´yadan, korkmuştu.

Sihirbazlarla Kâhinlerden, bunun, yorumunu sormuşsa da, onlar, yorama-mışlardı.

Danyal Aleyhisselâm, arkadaşlarıyla birlikte zindanda bulundukları sırada, bu­nu, işitti.

Zindancı; Danyal Aleyhisselâmın hal ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine sevgi göstermekte idi.

Danyal Aleyhisselâm, ona:

"Sen, bana bir iyilik yap: Sahibinizin katında aracı ol da, görmüş olduğu rü´yâ-yı, ona yorayım." dedi.

Zindancı, gidip Danyal Aleyhisselâmın dileğini, Buhtunnassar´a haber verdi. [11]

Bunun üzerine, Buhtunnassar, Peygamber oğullarından[12] Danyal Aleyhisse­lâmla üç arkadaşını huzuruna çağırdı. [13]

Buhtunnassar´ın önünde, ona, secde etmedikçe, hiç kimse duramazdı.

Fakat, Danyal Aleyhisselâm, onun önünde secde etmeksizin ayakta durdu.

Buhtunnassar, ona:

"Seni, bana, secdeden alıkoyan nedir?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm:

"Benim bir Rabb´im var ki, bana, ilim ve hikmet verdi.

Kendisinden başkasına secde etmememi de, bana, emretti.

Ben, kendisinden başkasına secde edersem, Onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden korkarım!" dedi.

Buhtunnassar; Danyal Aleyhisselâmın verdiği cevaba hayret etti ve:

"Evet! Secde yapma! Sen, ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş, gözetmiş oluyorsun." dedikten sonra:

"Sende, şu gördüğüm rü´yânın ilmi ve yorumu var mıdır?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm: "Evet!" dedi. [14] Buhtunnassar:

"Görmüş olduğum rü´yâyı, sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttu­ğum, beni hayrette bırakan o şeyin ne olduğunu, bana, haber verinizi" dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Sen, o rü´yâyı, bize haber ver de, biz, sana, onun yorumunu, haber verelim." dediler.

Buhtunnassar:

"Ben, oru, tawlayamYOvum. [15]

Eğer, siz, bana, onu, onun yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerini­zi, sökeceğim!" dedi.

Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı, Buhtunnassar´ın huzurundan çıktılar.

Allah´a, düa ettiler. Tazarru ve niyazda bulundular. [16]

Kendilerine, yardım etmesini[17], sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler.

Yüce Allah da, onlara, sorulan şeyi öğretti.

Onlar, hemen Buhtunnassar´ın huzuruna vardılar. Ona:

"Sen, bir heykel görmüşsün!" dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi.

Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:

"O heykelin iki ayağı ve iki bacağı: seramikten,

İki dizi ve iki baldırı: bakırdan,

Karnı: Gümüşten,

Göğsü: Altından,

Başı ve boynu: Demirdendi!" dediler. [18]

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi. [19]

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Sen, onu, hayretle seyredip durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da, onu, ufatıverdi!

İşte, sana, rü´yânı unutturan da, bu idi." dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi ve:

"Peki, bu rü´yânın yorumu, nedir?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Bu rü´yânın yorumu, şöyledir:

Sana, kralların kudret ve tasarruf durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısı­nın kudret ve tasarrufu, bazısından, daha gevşek ve yumuşaktı.

Bazısının, kudret ve tasarrufu, bazısından, daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından, daha sert ve katı idi.

İlk kudret ve tasarruf: Seramik olup o, kudret ve tasarrufun en zaifi ve gev­şeğidir.

Sonra, onun üstünde bakır olup o, öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o, bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altun olup o, gümüşten daha güzel ve daha üstündür.

En üstünde bulunan demir, senin kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarla­rın en katısı ve kendisinden önce olanların en kudretlisidir. [20]

Senin görmüş olduğun ve üzerine, gökten Allah´ın salıp heykeli yere seren Kaya ise, Allanın, (semâdan indireceği Kitabla) Âhir zamanda[21] göndereceği bir Pey­gamberdir ki, o, hepsini ufatacak, emir, onun olacak, ona, varıp dayanacaktır!" dediler. [22]

Danyal Aleyhisselâmın Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı:

Danyal Aleyhisselâm; Buhtunnassar´ın rü´yâsını[23], haber verdiği[24] ve yordu­ğu zaman[25], Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti.

Danyal Aleyhiselâmı, sık sık, huzuruna kabul eder[26], yapacağı işleri, ona[27] ve onun arkadaşlarına[28] danışırdı. [29]

Danyal Aleyhisselâmı, üstün mevkilere getirdi. [30]

Danyal Aleyhisselâm, Buhtunnassar´ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu. [31]

Danyal Aleyhisselâm´ın Buhtunnassar´dan Sonraki Durumu:

Rivayete göre: Buhtunnassar´la onun daha üstü olan Büyük kıral Lührasp öl­dükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp geçmişti.

Beştasp; Şam ülkesinin harap bir halde bulunduğunu[32], Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını[33] ve orada, insanlardan hiç kimse kalma­dığını işitince:

"BabiJ toprağında bulunan İsrail oğullarından, Şam´a dönmek isteyen kimse­ler, dönsün!" diye nida ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir Zâtı da, onla­rın üzerine kıral yaparak kendisine, Beytülmakdis´i imâr etmesini[34] ve Beytül-makdis Mescid´ini yapmasını emretmişti. [35]

Diğer rivayete göre;

İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi Ahşu Yereş´e yazı yazarak, İsrail oğulla­rına yumuşak davranmasını, kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kim­seyi, başlarına koymasını emretmişti. [36]

Danyal Aleyhisselâm´la Hananya, Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis´e gitmek için Ahşu Yereş´ten izin istemiş idiyseler de, izin vermeğe yanaşmamış[37] ve:

"Benim yanımda, sizin gibi, bin Peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlar­dan, bir tanesini bile, yanımdan ayırmam" demiş[38], Danyal Aleyhisselâmı, Dev­letin Kadılık işlerile birlikte kendisinin her işini yürütmeğe memur etmişti.

Hattâ, Buhtunnassar´ın, Beytülmakdis´ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp Beytülmakdis´i iade edilmesini ve Büytalmakdisin, onunla, yeniden ya­pılmasını da, ona, emretmiş ve yapılmıştı. [39]

Enbiya Suretlerinin Danyal Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi:

Âdem Aleyhisselâm, çocuklarından gelecek Peygamberleri görmeyi, Rabbın-dan, dilemiş, Yüce Allah da, onların suretlerini[40], Cennet ipeklerinden kumaşlara[41], onun için[42] çıkarttırıp[43] kendisine indirmişti[44].

Bunlar; Âdem Aleyhisselâmın, güneşin battığı yerdeki Mahzeninde saklı bulu­nuyordu. [45]

Zülkarneyn Aleyhisselâm, onu, ele geçirdi[46]

Âdem Aleyhisselâmın Mahzeninden çıkarıp[47] Danyal Aleyhisselâma verdi. [48]

Danyal Aleyhisselâm da, onlara göre[49], bu sûretleri[50], ipek kumaşlara[51] çizdi. [52]

Danyal Aleyhisselâmın çizmiş olduğu bu suretler, Zülkarneyn Aleyhisselâmın ele geçirdiği suretlerin aynı idi. [53]

Zülkarneyn Aleyhisselâm tarafından verilen suretlere göre Danyal Aleyhisse­lâmın ipek kumaşlar üzerine çizmiş olduğu, Âdem Aleyhisselâmdan, Muhammed Aleyhisselâma kadar olan bazı Peygamberlerin suretleri[54], kraldan krala -tevarüs sûretile- geçerek Kayser Herakliüse kadar gelip erişmiş[55], o da, onları, Sandığından birer birer çıkarıp Hz. Ebû Bekr´in Elçilerine göstermişti. [56]

(Tafsilât için Medine Devri I. cildin 294-304. sahifelerine bakınız.)[57]

Danyal Aleyhisselâmın Vefatı, Cesedi Ve Kabri:

Danyal Aleyhiselâm, bir müddet, Bâbil´de oturdu. [58]

Bâbil´den ayrıldıktan sonra, Huzistan´ın[59] Sus[60] nahiyesinde kaldı. [61] Ora­da, vefat etti. [62]´ Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!

Kendisinin cesedi[63] kabri[64] Sus´tadır.[65]

Yüce Allah; Hz. Ömer´in Halifeliği zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş´a-rî´nin eliyle feth etti.

Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur´u, öldürdü.

Sus şehrini, kuşattı.

Şehirde bulunan şeyleri, Sabur´un mal ve mülklerini ganimet olarak aldı.

Mal depolarını, dolaşıp onların içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki, deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Bu depoda ne vardır?

Ben, onun kilidinin de, kalayla mühürlenmiş olduğunu görüyorum." dedi.

Sus halkı:

"Ey Emîr! Onun içinde, sana yarayacak bir şey yoktur!" dediler.

Ebû Mûsâ:

"Onun içinde ne olduğunu, muhakkak, benim, bilmem lâzım!

Deponun kapısını açınız da, içinde ne vardır bir bakayım?" dedi.

Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar.

Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca:

Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve içinde de, altun sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir adam gördü!

Ebû Musa da, yanında bulunanlar da, ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar.

Sonra, onlar, onun burnunu, karışladılar.

Bir karıştan fazla olduğunu gördüler.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Yazıklar olsun size! Kim bu adam?" diye sordu.

Sus halkı:

"Bu adam, Iraklıdır."

Irak halkı, yağmurları kesildiği zaman, bununla, tevessül eder, yağmurla su­lanmak isterler, yağmurla sulanırlarmış!

Iraklıların kuraklığa uğramadıkları sırada, biz, yağmursuzluktan, kuraklığa uğ­ramışız.

Iraklılara adam salıp onu vesile kılarak yağmur dileyelim diye bize, onu, yolla­malarını, istemişiz.

Iraklılar, göndermeğe yanaşmayınca, yanlarında elli adam rehin bırakıp bunu, beldemize getirmiş, kendisile tevessül ederek yağmur dilemiş, yağmurla su­lanmışız.

Kendisini, Iraklılara iade etmemek görüşüne varmışız.

Kendisi de, ölüm döşeğine düşünceye kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş.

İşte, onun kıssası ve hali, böyle imiş." dediler.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus´ta bir müddet oturdu.

Hz. Ömer´e bir yazı yazıp Sus şehrinden, Allah´ın, kendilerine nasib ettiği şey­leri haber verdi ve ölü zâtın işini de, yazısında, yazdı.

Yazı, varıp Hz. Ömer, onu, okuyunca, Eshabın Ulularını, yanına çağırdı.

Onlara, ölü zat hakkında bir bilgileri olup olmadığını sordu.

Onlardan hiç birinde, onun hakkında bir bilgi bulamadı.

Ancak, Hz.Ali:

"Bu Zat, Danyal Hakîmdir.

Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir.

Eski zamanda, Buhtunnassar´ın ve ondan sonraki krallardan bazısının yanın­da bulunmuştu." dedi ve onun, başından sonuna ve vefatına kadar kıssasını an­lattıktan sonra:

"Sahibine (Ebû Musa´ya) yaz! Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus´luların erişemeyecekleri bir yere gömmesini, kendisine, emret!" dedi.

Hz.Ömer, bunu, Ebû Musa´ya yazdı. [66]

Yazısında:

"Onu, beyaz Kabatî bezinden kefene sar, ve kefene, koku sür.

Üzerine, cenaze namazı kıl.

Sonra, onu, Peygamberlerin gömüldüğü gibi, göm!

Malına, bak. Onu, Müslümanların Beytülmal´ına koy!" dedi. [67]

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıt­malarını, Sus halkına emretti.

Sonra, Danyal Aleyhisselâmın üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.

Sonra, yanında bulunan Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna çevirterek onun üzerinden akıttı. [68]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.38,40, İBn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.107,117

[2] Taberî-Tarih c.1,s.289, c.2,s.15.

[3] ibn Habîb - Kitabülmuhabber s. 390.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/269.

[4] Sâlebî - Arais s. 341.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/269.

[5] Taberi - tarih c. 1, s. 289.

[6] ibn Kuteybe Maarif s. 22 - 23, Dineveri el Ahbar S. 23 Taberî Tarih c. 1, s. 289, Salebi Arais s. 335, İbn Esir Kamil c.1, s.265, Muhyiddin b. Arabî Muhadaratülbrar c. 1, s. 136.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/269.

[7] Taberi Tarih c.1, s.290.

[8] Sâlebî-Arais s.338.

[9] Taberi Tarih c.1, s.289, Sâlebî Araisb s. 338, ibn Esir Kamil c.1, s.266.

[10] Taberî Tarih c.1, s.289, Esir Kâmil c.1, s.266.

[11] Sâlebî Arais s. 338.

[12] Taberi Tarih c.1, s.289.

[13] Taberî tarih c.1, s.289, ibn Esir c.1, s.266.

[14] Sâleî Arais s.338.

[15] Taberî Tarih c.1, s.289.

[16] Taberî Tarih c.1, s.289-290, ibn Esir Kâmil c.1, s.266.

[17] Taberî Tarih c.1, s.289.

[18] Taberî Tarih c.1, s.290, İbn Esîr, c.1, s.266.

[19] Taberî Tarih c.1, s.290.

[20] Taberî Tarih c.1, s.290, Esir Kâmil c.1, s.266.

[21] Sâlebî Arais s.339.

[22] Taberî Tarih c.1, s.290, ibn Esîr Kâmil c.1, s.266.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/269-272.

[23] ibn Kuteybe Maarif s. 22, Sâlebî Arais s.339.

[24] Sâlebî Arais s.339.

[25] İbn Kuteybe Maarif s.22, Sâlebî Arais s.339.

[26] Sâlebî Arais s.339.

[27] Sâlebî Arais s.339, ibn. Esîr-Kâmil c.1, s.266-267.

[28] İbn. Esîr-Kâmil c.1, s.266-267.

[29] Sâlebî Arais s.339, İbn. Esîr-Kâmil c.1, s.266.

[30] ibn. Kuteybe-Maarif s.23.

[31] Sâlebî Arais s.339.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/272-273.

[32] Taberî Tarih c. 1 s.281, Ibn Esîr Kâmil, c.1, s.269, Ebülfida Elbidaye vennihaye c.2, s.42.

[33] Taberî Tarih c.1 s.281, Ebülfida Elbidaye vennihaye c.2, s.42.

[34] Taberî Tarih c.1 s.281, ibn Esîr Kâmil c.1, s.269, Ebülfida Elbidaye vennihaye c.2, s.42.

[35] Taberî Tarih c.1 s.281.

[36] Taberî Tarih c.1 s.283, Ibn Haldun Tarih c.2, ks.1, s. 109.

[37] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil, c.1, s.268, Ibn Haldun Tarih c.2, ks.1, s.108.

[38] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil c.1, s.268.

[39] Taberî Tarih c.1 s.284, Ibn Esîr Kâmil c.1, s.269, Ibn Haldun Tarih c.2, ks.1, s.108,109.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/273.

[40] Ebû Nuaym Delâilünnübüvve c.1, s.22, Beyhakî Delâilünnübüvve c.1, s.291, Ebülferac İbn Cevzi Elvefa c.2, s.731, Muhyiddin b. Arabî Muhâdaratül ebrar c.1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374, Hâkimden naklen Ebülfida Tefsir c.2, s.253, A.Aliyyülmüttakî Kenzül´ummal c.12, s.471.

[41] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, ibn Arabî Muhâdara c.1, s.104.

[42] Muhyiddin b. Arabî Muhâdaratülebrar c.1, s.104.

[43] Ebâ Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferac Elfvefa c.2, s.731, İbn Arabî 104.

[44] Beyhakî Delâil c.1, s.291, Zehebi Tarihulislam c.2, s.374, Ebülfida Tefsir c.2, s.253, Kenzülummal c.12, s.471.

[45] Beyhaki Detail c.1, s.291, Elvefa c.2, s.731, Muhâdara c.1, s.104, Zehebî c.2, s.374, Ebülfida Tefsir c.2, s.253.

[46] Ebû Nuaym Delaîlünnübüvve c.1, s.22, Ebülferec İbn Cevzi Elfvefa c.2, s.731.

[47] Ebû Nuaym Delâil, c.A, s.22, Beyhatö Delâilünübüvve c.1, s.291, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, Muhyiddin b. Arabî-Muhâdara c.1, s.104, Zehebî-Tarihulislâm c.2, s.374, Hâkimden naklen Ebülfida Tefsir c.1, s.22.

[48] Beyhakî Delâil c. 1, s.291, Zehebî-Tarihulislâm c.2, s.374, Hâkimden naklen Ebülfida-Tefsir c.2, s.253, Diyar Bekri Hamîs c.1, s.22.

[49] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, İbn Arabî Muhâdara c.1, s.104.

[50] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, ibn Arabî Muhadara c.1, s.104.

[51] Zehebî Tarihulislam c.2, s.374, Kenzülummal c.12, s.471, Diyar Bekrî Hamiş c.1, s.22.

[52] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, İbn Arabî Muhadara c. 1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374.

[53] Ebü Nuaym Delâil c.1, s.22, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, İbn Arabî Muhadara c.1, s.104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374, Kenzülummal c.12, s.471, Diyar Bekrî c.1, s.22.

[54] Ebû Nuaym Delâil c.1, s.21-23, Beyhakî-Delâil c.1, s.287-291, Ebülferec Elvefa c.2, s.731, İbn Arabî Muhadara c.1, s.100-104, Zehebî Tarihulislam c.2, s.366-374, Hâkimden naklen Ebülfida-Tefsir c.2, s.252-253, Diyar Bek­rî Hamîs c.1, s.22.

[55] Dineverî El´ahbar s. 19, Zehebî Tarihulislam c.2, s.374.

[56] Dineverî El´ahbar s.18-19, Ebû Nuaym-Delâil c.1, s.21-23, Beyhaki Delâil. c.1, s.287 - 291, Ebülferec Elvefa c.2, s.729 - 731, Muhyiddin b. Arabî Muhadara c.1, s. 100 -104, Zehebî-Tarihulislâm c.2, s.366-374, Hâkimden naklen Ebülfida Tefsir c.2, s.252-253, Diyar Bekrî Hâmis c.1, s.22.

[57] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/273-274.

[58] Şâlebî Arais s.340.

[59] İbn Esir kâmil c.1, s.268

[60] İbn Kuteybe Maarif s.23. Salebi Arais s.340, İbn Esîr Kâmil c.1, s.268

[61] İbn Kuteybe Maarif s.23

[62] Dineverî El´ahbar s.23, Salebi Arais sb.340, İbn Esîr Kâmil c.1, s.268.

[63] Dinever! El´ahbar s.48.

[64] İbn Kuteybe Maarif s.23, BeyhakiDelâilünübüvvec.1, s.292, Muhyiddinb. ArabîMuhâdaratülebrarc.1, s.136.

[65] İbn Kuteybe Maarif s.23, Dineveri El´ahbar s.49, Beyhaki Delâil c.1, s.292, Muhyiddin b. Arabi Muhadaratüleb-rar c.1, s.136.

[66] Sâlebî Arais s.340-341.

[67] A. Aliyyülmüttakî Kenzül´ummal c.12, s.482.

[68] Sâlebt Arais s.341.

M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/274-276.
Top