Hz. Peygamber’in Ebu Talib’e Vefatı Anında Kelime-i Tevhid’i Arzetmesi

Hz. Peygamber’in Ebu Talib’e Vefatı Anında Kelime-i Tevhid’i Arzetmesi

- Kureyşliler Ebu Talib’e gidip onunla konuştular. Gidenler arasında Utbe b. Rebia. Şeybe b. Rebia, Ebu Cehil b. Hişam Ümeyye b. Halef, Ebu Süfyan b. Harb ve Kureyş’in ileri gelenlerinden bir grup vardı. Onlar

“Ey Ebu Talib! Senin aramızdaki makamını biliyorsun. Gördüğün durum da gelmiş sana çatmış (ölümle pençeleşiyorsun). Biz hakkında endişeliyiz. Bizimle yeğenin Muhammed arasındaki hadiseyi biliyorsun. Onu çağır da bizim için ondan, onun için de bizden söz al. O bizden, biz de ondan şerrimizi uzaklaştıralım. O bizi, biz de onu diniyle başbaşa bırakalım” dediler. Ebu Talib Hz. Peygamber’i çağırarak, ona

“Yeğenim, bunlar kavminin şereflileridir. Senin yanına gelmişler ki sana bir şey versinler ve senden bir şey alsınlar” dedi. Hz. Peygamber

“Evet, bir tek kelimeyi bana vereceksiniz ki o kelime ile Araplara hakim olacaksınız, acemler de size başeğecektir” dedi. Ebu Cehil

“Söyle o kelimeyi, babanın başı üzerine yemin olsun ki sana on kelime bile veririz” dedi. Rasûl-ü Ekrem

“Lâilâheillallah diyeceksiniz. Allah’tan başka taptıklarınızı bırakacaksınız” deyince yerlerinden fırlayıp şöyle dediler:

“Ey Muhammed! Tânrılarımızı bir tek tanrı mı yapmak istiyorsun? Kesinlikle senin teklifin hayret vericidir!” Sonra Kureyşliler birbirlerine

“Yemin olsun ki bu, isteklerinizden hiçbirini size vermez. Gidin, Allah bizimle bunun arasında hükmedinceye kadar atalarınızın dinine devam edin” dediler ve sonra ayrıldılar. Ebu Talib

“Ey yeğenim, Allah’a yemin ederim, senin onlardan hududu aşacak bir şey istediğini görmedim” deyince Rasûl-ü Ekrem, Ebu Talib’in iman edeceğine ümid bağladı ve

“Ey amcam! O halde sen bari bu kelimeyi söyle de bu kelimeden ötürü kıyamet gününde şefaatim sana helal olsun” dedi. Ebu Talib, Rasûl-ü Ekrem’in bu husustaki ısrarını görünce

“Ey yeğenim, eğer benden sonra senin ve senin babaoğullarının üzerinde bir ar korkusu olmasaydı, Kureyşliler bu kelimeyi ölümden korktuğum için söylediğimi sanmasaydılar söylerdim. Ben bu kelimeyi ancak seni sevindirmek için söylerim...” dedi.[1]

- Ebu Talib ölüm döşeğinde iken Rasûl-ü Ekrem onun yanına girdi. Yanında Ebu Cehil ile Abdullah b. Ebî Ümeyye vardı.

“Ey amcam! Lâilâheillallah de ki bu kelimeyle Allah katında seni müdafaa edeyim” dedi. Bunun üzerine Ebu Cehil ile Abdullah b. Ebî Ümeyye, Rasûlullah’ın bu sözüne karşılık

“Ey Ebu Talib! Sen Abdulmuttalib’in dininden ayrılmak mı istiyorsun?” dediler ve durmadan Ebu Talib ile konuştular. Son kelime olarak Ebu Talib onlara

“Abdulmutalib’in dini üzerindeyim” dedi. Rasûl-ü Ekrem

“Andolsun ki, senin için, yasaklanmadıkça af talebinde bulunacağım” dedi. Bunun üzerine Tevbe: 9/113 ve Kasas: 28/56 ayetleri indi.[2]

- Ebu Talib ölüm döşeğinde iken Rasûlullah ona vardı:

“Ey amca! Lâilâheillallah de ki kıyamet gününde onunla senin için şahidlik edeyim” dedi. Ebu Talib

“Eğer Kureyşliler beni ayıplamasaydı, ‘o ölüm korkusundan bunu söylemiştir’ demeseydi senin gözünü aydınlatırdım (bu kelimeyi söylerdim). Fakat ben bunu ancak senin gözünü aydınlatmak için söylüyorum” dedi ve bunun üzerine Allah Teâlâ Kasas: 28/56 ayetini indirdi.[3]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] İbn İshak, (İbn Abbas’tan), Bidaye, 3/123; (Raviler arasında bilinmeyen biri vardır)

[2] Buhari (Said b. Müseyyeb’den); Müslim, Ayrıca Buhari ile Müslim aynı manada ve fakat başka bir senedle de bu hadisi rivayet etmişlerdir.

[3] İmam Ahmed, Müslim, Nesai, Tirmizi, (Ebu Hureyre’den); Bidaye, 3/124

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/40-41.
Top