Tuleyb B.Umeyr´in Daveti ve Umeyr B.Vehb

Tuleyb B.Umeyr´in Daveti ve Umeyr B.Vehb

Tuleyb’in, Abdulmuttalib’in Kızı, Hz. Peygamber’in de Halası Olan Annesini İslâm’a Davet Etmesi

- Tuleyb b. Umeyr müslüman olduğunda Hz. Peygamber’in de halası olan annesi Ervâ binti Abdulmuttalib’e giderek ona şöyle dedi:

‘Ben müslüman olup, Muhammed’e tâbi oldum’. Sonra Tuleyb annesine

‘Sen niçin müslüman olup, ona tâbi olmuyorsun? Kardeşin Hamza da müslüman oldu’ dedi. Annesi şöyle cevap verdi:

‘Ben kızkardeşlerimin yapacaklarını bekliyorum. Onlar ne yaparlarsa birlikte hareket edip onlara uyacağım’. Tuleyb annesine ‘Sana Allah ile yemin verdiririm ki Muhammed’e var, ona selam ver. Onu tasdik edip Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik et’ dedi. Bunun üzerine annesi de

‘Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Ve şehâdet ederim ki Muhammed Allah’ın Rasûlü’dür’. Bundan sonra Ervâ binti Abdulmuttalip Hz. Peygamber’e diliyle de olsa yardım etmeye başladı. Ayrıca oğlunu da Hz. Peygamber’e yardım etme ve vazifelerini yerine getirmeye teşvik ederdi.[1]

- Tuleyb b. Umeyr, Dâru’l-Erkam’da müslüman oldu. Sonra oradan çıkıp annesine gitti. Annesi Abdulmuttalib’in kızı Ervâ idi. Ve annesine

‘Ben Muhammed’e tâbi oldum, alemlerin Rabb’ine iman ettim!’ deyince, annesi

‘Senin yardımına en layık olan dayının oğludur. (Hz. Peygamber. Çünkü Ervâ Hz. Peygamber’in halasıdır). Andolsun eğer biz erkeklerin yapabileceklerini yapabilseydik ben de ona tâbi olur, onu müdâfaa ederdim’ dedi. Bunun üzerine Tuleyb

‘Ey anneciğim! Niçin müslüman olmuyorsun?’ dedi. Bundan sonrası ise bir önceki hadiste geçmektedir.[2]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] İstiab, IV/225 (Vakidi’den, o da Muhammed b. İbrahim b. El-Haris et-Teymi’den); İsabe, IV/227 (Ukaylı, Vakidi tarikiyle)

[2] Müstedrek, III/239 (Muhammed el-Ferevi tarikiyle Ebu Seleme b. Abdurrahman’dan); İbn Sa’d, Tabakat, III/13 (Bir benzerini rivayet eder).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/178.

Umeyr b. Vehb’in Saffan b. Ümeyye ile Olan Hadisesi

- Umeyr b. Vehb el-Cumhî Bedir hadisesinden az bir zaman sonra Saffan b. Ümeyye’nin hicr’inde, yani Kâbe’de ona tahsis edilmiş olan yerde oturuyorlardı. Umeyr, Kureyş’in şeytanlarından birisi olup Hz. Peygamber ile ashâbına eziyet edenlerdendi. Hz. Peygamber Mekke’de iken onun elinden az çekmemişti. Oğlu Vehb ise Bedir’de esir alınanlar arasındaydı. Umeyr, leşleri kuyuya atılan Mekke ölülerinden ve Bedir’de aldıkları yaralardan bahsetti. Saffan

Andolsun, bu olanlardan sonra artık yaşamanın bir tadı yoktur!’ dedi. Umeyr:

‘Doğru söyledin. Eğer boynumda, veremediğim bir borç ve benden sonra helak olacaklarından korktuğum bir ailem olmasaydı, Muhammed’i öldürmek için derhal biner giderdim. Çünkü benim onlara gitmemin bir nedeni de vardır: Oğlum onların elinde esirdir’ dedi. Saffan b. Ümeyye bu konuşmayı fırsat bilerek Umeyr’e şöyle dedi:

‘Borcun benim boynuma olsun. Ben onu öderim. Senin çocukların da benim çocuklarımla beraber olsun. Hayatta oldukları müddetçe onlara ben bakarım. Bana genişlik veren hiç bir şeyi de onlardan esirgemem!’ Umeyr

‘O halde bu durumu bir sır olarak sakla!’ dedi. Saffan da

‘Olur’ dedi. Sonra Umeyr emretti; kılıcı keskinleştirildi ve üzerine de zehir sürüldü. Sonra Medine’ye gitti. Oraya ulaştığında, mescide gidip devesini oraya bağladı. O sırada Hz. Ömer de mescidde oturmuş bazı müslümanlarla, Allah’ın Bedir’de kendilerine yaptığı ikramdan ve düşmanlarının kalplerine korku salmasından bahsediyordu. Tam o sırada Umeyr b. Vehb gözüne takıldı. Hz. Ömer

‘Bu köpek, Allah’ın düşmanı Umeyr b. Vehb’dir ve ancak bir şer için gelmiştir. Aramızı bozan ve Bedir’de bizim kaç kişi olduğumuzu tahmin eden de budur’ dedi.[1]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/179.

Umeyr’in Müslüman Olması ve Mekkelileri Dine Davet Etmesi

Hz. Peygamber’in bu sözleri üzerine Umeyr

‘Ben senin Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederim! Ey Allah’ın Rasûlü! Biz senin bütün getirdiklerini yalanlıyorduk. Bu hicr’de oturmamız, Saffan ve benden başka hiç kimsenin bilmediği birşeydir. Andolsun, ben biliyorum ki sana bu hadiseyi Allah Teâlâ haber vermiştir. Allah’a hamdolsun ki O, beni İslâm’a iletti ve bu yolculuğa çıkarttı’ dedikten sonra şehadet getirdi. Hz. Peygamber

‘Kardeşinize (Umeyr’e) dinini anlatınız, ona Kur’ân öğretiniz. Esirini de bırakınız!’ buyurdular. Sahabeler bütün bu söylenenleri yerine getirdiler. Sonra Umeyr, Hz. Peygamber’e şöyle dedi:

‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben Allah’ın nurunu söndürmek için çalışan bir kişiydim. Allah’ın dininden olanlara çok şiddetli eza ve cefalarda bulundum. İsterim ki bana izin veresin; Mekke’ye gidip onları Allah’a, Rasûlü’ne ve İslâm’a davet edeyim. Umulur ki Allah onları doğru yola iletir. Eğer hidâyete gelmezlerse senin ashabına verdiğim üzüntü ve eziyeti aynen onlara da vereceğim’ dedi. Hz. Peygamber ona izin verdi. Umeyr, Mekke’ye döndü. Saffan, Umeyr b. Vehb Mekke’den çıkıp Medine’ye gittikten sonra etrafında bulunan Kureyşlilere

‘Birkaç gün içinde öyle bir müjde gelecektir ki size Bedir hadisesini unutturacaktır’ demişti. Saffan, her gelen kervandan Umeyr’i soruyordu. Nihayet bir kervan halkı ona Umeyr’in müslüman olduğunu söylediler. Saffan

‘Onunla artık hiç bir zaman konuşmayacağım’ dedi. Ona hiç bir yarar sağlamayacağına dair de yemin etti.[1]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Bidaye, III/313 (İbn İshak, Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarikiyle); Kenz, VII/81 (Aynı şekilde İbn Cerir, Urve’den rivayet etti. Burada şu ek vardır: ‘Mekke’ye dönen Umeyr, halkı İslam’a davet etmeye başladı. Kendisine muhalefet edenlere de çok şiddetli eziyet yapıyordu. Onun eliyle birçok kimse müslüman oldu’); Tabarani (Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarikiyle); Heysemi, VIII/286 (Hadisin isnadının ceyyid olduğunu söyler).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/180-181.

Umeyr b. Vehb’in İslâm’ı Kabul Edişinden Sonra Hz. Ömer’in Onun Hakkında Söyledikleri

- Allah Umeyr’i hidâyete erdirdikten sonra müslümanlar sevindiler. Hz. Ömer de ‘Önceleri bir domuzu görmek Umeyr’i görmekten bana daha sevimli gelirdi. Fakat o, bugün benim yanımda bazı yavrularımdan daha sevimlidir’ dedi.[1]

- Umeyr b. Vehb müslüman olarak Mekke’ye döndüğünde doğruca ailesinin yanına gitti. Saffan b. Ümeyye ile görüşmedi. Müslümanlığını açıkladı ve halkı İslâm’a davet etti. Bu hadise Saffan’a anlatılınca:

‘Ben ilk olarak beni ziyaret etmemesinden, onun, kurtulmuş olduğu felakete düşüp Muhammed’e bağlandığını anlamıştım. Ben bundan sonra onunla asla konuşmam ve ona yardımcı da olmam. Çoluk-çocuğuna da hiç bir yararım dokunmayacaktır’ dedi. Daha sonra Umeyr, hicr’inde oturan Saffan’ın yanına geldi. Ona seslendi. Saffan yüzünü ondan çevirdi. Umeyr, ona

‘Sen bizim efendilerimizden birisisin. Daha önce kendilerine taptığımız ve adlarına kurbanlar kestiğimiz taşlardan bana haber verebilir misin? Bu da mı bir dindir? Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed de O’nun kulu ve Rasûlü’dür’ dedi. Saffan bir kelime ile olsun cevap vermedi.[2]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Heysemi, VIII/287 (Ravileri sahihin ravileridir der; Tabarani, Urve b. Zübeyr’den bunun bir benzeri. Ayrıca Tabarani Enes’ten mevsul olarak muhtasaran); İsabe, III/36 (İbn Mendeh de bu hadisi mevsul olarak Enes’ten rivayet ettim ve gariptir. Bu yönden onu Ebu Umran’dan almaktayız der).

[2] İstiab, II/486 (Vakidi, Abdullah b. Amr b. Ümeye tarikiyle Abdullah’ın babasından).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/181.
Top