TarihSayfası tarihsayfasi.com



warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/tarih/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

2. Ahmet

2. Ahmed hân Osmanlı tahtına çıktığında, Hocazâde Fey-zullah Fevzi efendi makam-ı meşihatte bir seneden fazladır bulunmaktaydı. 1 O/mart/l 692'de az! ve sürgüne giden Fey-zullah Feyzi yerine lO/mart/1692'de Çatalcalı Ali efendi, 19/nisan/1692'ye kadar vazifede kaldı makamını vefatı ile boşalttı. Feyzullah Fevzi efendi yeniden makam-ı meşihate nasb olundu. 2 sene 2 ay 3 gün süren vazifeden sonra yerine Sadreddinzâde Mehmed Sâdık efendi 22/haziran/1694'de geldiği makamı meşihatte 2. Ahmed'in son şeyhülislâmı ol­du. 6/şubat/l695de vefat eden 2. Ahmed'den sonra Osman­lı tahtına geçen 2. Mustafa'ya 1 ay kadar şeyhülislâmlık yap­tı. Sultan 2. Ahmed; büyük ceddi Kaanuni Sultan Süley­man'ın türbesinde medfundur. Ağabeyi 2. Süleyman'da aynı yerdedir. Sultan 2. Ahmed devrinin; ecnebi devletlerdeki muasırları şunlardı: Almanya'da 1. Leopold, İngiltere'de kral

3. Giiyom, Papa makamında 12. İnnosan, Rusya'da 1. Petro, Fransa'da 14. Lui.

2. Ahmed hân'ın ilk sadrazamı Salankamen meydan mu­harebesinin, muhterem şehidi Köprülüzâde Fâzıl Mustafa pa­sadır. Onun şehadetinden sonra Arabacı Ali paşa 6 ay, 29 gün süren sadaretten sonra infisal etmiştir. Metinde bu sadrı-azamdan bahs edilmiştir, üçüncü sadrazam Merzifonlu Hacı Ali paşa olmuştur. 1 sene, 1 gün vazifede kalabilmiştir.

4. sadrazam ise Bıyıklı Mustafa paşadır. 1 seneyi tamam­lamaya 12 gün kala azledilmiştir. 5. ve son sadrazam Sür­meli Ali paşa oldu. 14/mart/l 694de geldiği sadaretten, 2/mayıs/1695'de, 2. Mustafa'nın ilk sadrazamı olarak istifa etmiştir.

Muazzez Sultan'ın oğlu oian 2. Ahmed hân'ın karısı, Râbia Sultandır. Rabia Sultan 1692 senesinde Selim ve İbrahim adı verilecek olan ikizleri dünya'ya getirerek, padişah kocasını pek sevindirmiş, olmadık zenginlikte hediyelerle, 2. Ahmed tarafından taltif olunmuştur. Daha sonra Rabia Sultan, Asiye Sultanı dünyaya getirmiştir. Bu sultan hanım, çocuk yaşta vefat etmiştir.

Alderson, 2. Ahmed'in eşlerinden Şayeste hanımdan bah-sedersede, kısa dönem süren padişahlığı bu hususta pek ve­sika bırakmaya imkân bulamamış olacak ki meşkûk kalmış oluyor.

Padişah 2. Ahmed Sakız'ın istirdadını dünya gözüyle te­maşa etmeden ahirete intikal etti. Tarih, 1106/cemaziyela-hir/20-6/şubat/1695 pazar gününü göstermekteydi. Yılmaz Öztuna bey, 2. Ahmed'in saltanatının merhum ağabeyi 2. Süleyman ile günü gününe aynı süreyi tamamladığını beyan etmektedir, bu sürenin, 3 sene, 7 ay ve 14 gün demektedir. Enterasandır.

Vefat ettiklerinde 52 yaşma pek az bir gün kalmıştı. İsmail Hakkı (Jzunçarşılı; 2. Ahmed için şu tanımlamayı yapmakta: Kültürlü bir kimse olup, 4. Mehmed, 2. Süleyman hânlara bakarak pek ileri seviyedeydi. Türkçe, Farisice şiirlere düş­kün olup, Arabçadan da anlardı. Bir kaç tane Kuran yazdığı, şehzadeliğinde tuttuğu günlük, Uzunçarşıh tarafından, bende diye duyurulmuştur.

2. Ahmed yanlışında İsrar etmeyen nâdir kimselerdendir. Hâttâ fırsatını eide eder etmez, bunu tashihe ehemmiyet ve­ren bir kimsedir. Kıymetli devlet adamları bulmakla birlikte dış tesirlerle bunları görevlerinden çabuk azlederdi. Divan toplantılarını asla aksatmaz, haftada dört gün çalışılmasını tekrar meriyete sokan bu zattır.

Sultan 2. Süleyman ve 2. Ahmed dönemi, deniz harekât­ları, hakkındaki böiüme geçmeden evvel 2. Ahmed devri içinde, Sakız Adasının elimizden nasıl çıktığını anlatmaya çalışmıştık. Bu çalışmamızın diğer târih kitaplarından biraz farklı olarak, gözetilen hususu denizcilikle ilgili vakaları, mümkün mertebe tafsilatlı vermeye çalışmaya gayretimizdir. Denizlerin; milletler hayatındaki ehemmiyeti hâla yeteri ka­dar biz de idrak olunamamasıdırki, bizim şu anda aziz vata­nımızın üç tarafının denizle çevrili olmasını nazarı dikkate al­mamız gerekmektedir. 1695 yılı deniz harekâtı bu hususda şans Osmanlı tarafindaydı. Donanmada artık denizcilikten yetişmiş bir deryakapdan-i yönetimi götürmekteydi. Mısırlı-oğlu İbrahim Paşa bütün komutanları toplamış, Osmanlı do­nanmasının mevcud durumuna ilave edilmesi gerekenleri, bütün komutanların fikrini almak suretiyle tesbit etmeye ça­lışmıştı. Toplantıya iştirak eden Doğramacı Mehmed'le Ağa-oğlu Salih Paşa ve Mezamorta Hüseyin Paşa, pek önemli kimseler oldukları gibi hayli mühim ifadeler kulandılar.

Sultan 4. Mehmed'in yerine padişah olan, bir küçük kar­deşi 2. Süleyman devlette devamlılığın gereği faaliyetlere ve başarı aramağa gayrete devam edilmekteydi. Osmanlı deniz gücü daha yukarıda bildirdiğimiz gibi denizcilikten yetişmiş­lerin idaresine teslim olunduğunda grafik başarı çizgisini gösteriyor kara savaşçılarına terk olunduğunda sıkıntılar başlıyordu. Takvimler 1688 yılını gösterdiğinde, Venedik Doç'u ölmüş ve bu devletin idaresini deruhde eden Senato, Amiral Françesko Morosiniyi sergilediği hizmet hasebiyle Doç olarak seçme kararıaldı. Ancak böyle değerli bir amira­lin doç göreviyle taltifini donanma bir kayıp olarak niteleye­ceğinden, vaziyeti göz önüne alan senato Morosini arzu ettiği takdirde, başkumandanlık selahiyetini vermişti. O da, he-mence Ağnboz (Eğriboz) Adasına gözünüdikmiş, ancak yaptığı saldırılar sonunda, ademî muvaffakiyete uğramıştı. İ/ekim/1688'de, Eğriboz önlerinden çekilmekte olan Moro­sini belki de ağlıyordu..

Bu kara gün'ün tarihi; 1106/sefer/l. -21/eylül/1694 sa-h'dır. Venedik donanmasını takviye eden Papalık, Malta ve Floransa filoları bir baskın plânla 7/ey!ül'de Çeşme'nin karşı­sında bulunan Sakız limanına geldi. Bu sefere Françesko Morosini kumanda etmek arzusu taşımışsa da, 1694/ocak ayında Mora sularında seyrederken ölüm onu sinesine almış­tı. Venedik Doç'u bu zat idi. Yerine kumandan olarak Anton-yo Zeno nasb olundu. 115 parça gemiden oluşan bu muaz­zam donanma saldırıya geçtiğinde Sakız'da yer yerinden oy­nadı. Düşmanın savurduğu bitmez tükenmez gülleler sivil yerleşim bölgelerinde nice evlerin berhava olmasına sebeb oluyordu. Ada da ikamet eden rumlar bumbardımandan haylice etkilendiklerinden kalenin teslim edilmesi babında nümayişler tertiplediler.

Salankamen bozgunundan sonra avrupa topraklarımız üzerinde yeni emeller beslenmeye başlanılması, düşmanlar namı hesabına gayet tabiidir. Neden bize vuruyorlar diye bir düşünceye vücud veremeyiz. Yapılacak olan, her santim top­rağı müdafaa etmeden terke mecbur kalmamaktı. Serhad boylarının pişmiş mücahidleri işi bu yönde sürdürmektelerdi. Hâttâ Polonya'nın ünlü kumandanı Sobieski, bu mücahidler karşısında feci bir mağlubiyete uğramış, Kamaniçe muhasa­rasını kaldırdığı gibi, Osmanlı kumandanı Kahraman Pa-şa'nın önünden zor kaçabildi.

Bu olaylar, 1103/1691 sonbaharında cereyan etmekteydi. 1103/ramazan-1692/haziranı Varat'ın Almanların eline geç­tiği tarih oldu. Bu kayıpla Transilvanya ile Macaristan arasın­daki pek önemli bir kale elden çıkmış oluyordu. Aradan birv qeçti geçmedi, Venedik donanması Girit'e askeri çıkartma /apalak, Hanya'yı kuşatma altına aldı. Kalenin kumandani Ispanakçı İsmail paşa idi. Düşman başkumandanı amiral Mocen idi. İsmail paşanın elinde bulunan asker sayısı bin-beşyüz kişi idi. Çivi çiviyi söker hesabı Kandiye düşman ta­arruzuna düştü, haberini alan serdar Koca Halil paşa Korent qeçidini kullandı ve oradan Mora'ya giriş yaptı.

Aslında yukarıda bahse konu savaşı, bir nebze olsun an-latmışsakda, neticesi itibarıyla Osmanlı devletinin önemli bir kavşağını teşkil etmesi, bu savaşın daha geniş bir izah içinde kaleme alınmasını zaruri kılmıştır. Yılmaz Öztuna bey'in cid­den büyük bir eser olan, "Büyük Türkiye Tarihi" adlı çalış­masının altıncı cildinden özet alıntılarla, sayfalarımızı süsle-yelim. Bu savaş; 19/zilhicce/l 102-19/ağustos/169V pazar günü vukua gelmiştir.

Viyana önlerinden yüz geri etmemizden sonra, Avusturya ile Venedik arasındaki işbirliği neticesi, üzerimize yaptıkları hamleler, bir çok kalemizin ve beldemizin, ellerine düşmesi­ne sebeb teşkil etmişti. Vaziyeti gözlemleyen devlet yetkilile­ri, buldukları çârelerin sayesinde gerileme durdurulmuş, da­ha sonra da, yapılan mukabeleler gerileme sırasını onlara yüklemişti. 2. Süleyman hân'dan müdevver veziriazam Köp­rülüzâde razıl Mustafa paşa'da adetâ son hamleye başvur­muş, Avusturya kuvvetlerini tepeleye tepeleye Tuna Nehrinin öbür kıyısına atmaya muvaffak olmuştu. Ancak bu harekâtı daha ileri merkezlere taşımak için yaptığı hazırlıklardan biri pek önem taşımaktaydı. Sava Nehri üzerine köprü kurma çalışmalarını çok kısa zatnanda tamamlayarak, ordunun lo­jistik desteğini garantiye alabilmiş olmasaydı. Nitekim lâzım gelenlerin en önemlisi sayılan mühimmatı bu köprüden Zemlin cahiline geçirmeyi başarmıştı. Varadin istikametinden gelmekte olan düşman ordusuna Salankamen mevkiinde te­sadüf olunmuştur.

Son yorumlar