ihya.org

Hadi İstek

Malazgirt Meydan Savaşı ve Alparslan

Güzel işlere imza atmış bazı şahsiyetler, kendinden sonra gelenlerce hayırla yâd edildiği gibi, takipçilerini yanlışlara sürükleyen bazı kişiler de tarih boyunca beddualarla anılmıştır. Tarih sayfalarında her iki aksiyonun da temsilcilerine fazlasıyla rastlarız. İlk grupta yer alan tarihî şahsiyetlerden biri, Anadolu kapılarının Müslüman-Türklere açılmasına vesile olan Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’dır (1033–1092).

Alparslan’ın asıl ismi Muhammed bin Davut Çağrı’dır. Alparslan tahsiline küçük yaşlarda başlamış, zamanın âlimleri tarafından en iyi şekilde yetiştirilmiştir; küçük yaşlardan itibaren babası Çağrı Bey’in yanında haksızlık ve zulüm yapan düşmana karşı hakkı müdafaa için, hayatını hiçe sayarak muharebelere iştirak etmiştir.

Alparslan; kabiliyeti ve kahramanlıkları sayesinde Mevr şehrinin meliki, babasının da veliahdı olmuştur. Alparslan, amcası Tuğrul Bey’in 1063’te vefatı üzerine, ikinci Selçuklu sultanı olarak 27 Nisan 1064 tarihinde Halife Kaim bi Amrillah’ın da hazır bulunduğu bir mecliste sultan ilân edilmiştir. ‘Cihan Sultanı’, ‘Ebu’l-Feth’ (Fetih babası, çok fetih yapan) ve ‘Sultanü’l-Âdil’ lâkapları ile anılan Alparslan, saltanatı müddetince İslâm’a hizmet etti. O, İslâmiyet’i içten yıkmaya çalışan gizli düşmanlara ve bâtınî hareketlerine karşı çok hassastı. Enerjisi, disiplini, yiğitliği ve adaletiyle temayüz eden Alparslan, büyük tarihî zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek, îmar ve sulama tesisleri vücuda getirmek suretiyle de hizmetler yapmış, İmâm-ı Âzam’ın Türbesi, Harezm Camii ve Şadyah Kalesi gibi pek çok eser inşa ettirmiştir. Zamanında; İmam-ı Gazalî, İmâmü’l-Haremeyn Cüveynî, Ebu İshak eş-Şirazî, Abdülkerim Kuşeyrî, İmâm-ı Serahsî gibi büyük âlimler yetişmiştir.

Top