Hayatı ve Sünen´i

Hayatı ve Sünen´i

İbnu Mâce künyesiyle bilinen el-Hâfız Ebû Abdillah Muhammed İbni Yezîd 209/824-273/886 yılları arasında yaşamıştır. Kazvîn şehrinde doğduğu için el-Kazvinî nisbetini de alır. Kendisini hadîs sahasında yetiştirmiş, bu maksadla; devrinin âdeti üzere, ilim adamlarını dinlemek üzere Horasan, Basra, Kûfe, Mekke, Şâm, Mısır gibi mühim merkezlere ilim seyahatleri yapmıştır. İmâm Mâlik´in ve Leys İbnu Sa´d´in (v. 175) ashâbını dinlemiştir. Ebu Ya´la el-Halîli, hakkında: "Sikadır, büyüktür, bu hususta hakkında âlimler ittifak eder, kendisiyle ihticâc edilir, hadîs bilgisine sâhiptir, hıfzı vardır" der. İbnu Mace Sünen´den başka Târih ve Tefsîr kitapları da telif etmiştir.

Kendisinden, Muhammed İbnu Îsâ el-Ebherî, Ebu Ömer, Ahmed İbnu Muhammed İbni Hakîm, Ebu´l-Hasen el-Kattân, Süleymân İbnu Yezîd el-Fâmî vs, bir çokları rivâyette bulunmuştur. Bu kaydettiğimiz isimler Sünen´i de rivâyet edenler arasında yer alır.[228]

Sünen´i:

İbnu Mâce´nin Sünen´i, Kütüb-i Sitte´nin altıncı kitabı olarak kabul edilmiştir. Onun altıncı kitap olarak benimsenmesi sonradan olmuştur. Daha önce, usûl (temel) olarak beş kitap şöhret yapmış idi. İlk defa, Ebu´l-Fadl Hâfız Muhammed İbnu Tâhir el-Makdîsî (v. 507/1113), Etrâful-Kütübi´s-Sitte adlı kitabı ile Şurutu´l-Eimmeti´s-Sitte adlı risâlesinde İbnu Mâce´yi altıncı kitap olarak sahîh´ler arasında zikretmiş, onu, el-Hâfız Abdulganî el-Makdisî (v. 600/1203) el-Kemâl fî Esmâi´r-Ricâl kitabında tâkip etmiştir. Bu görüşü diğer etrâf ve ricâl müellifleri tâkip edince İbnu Mâce´nin Sünen´i yedinci asırdan itibaren Kütüb-i Sitte´nin altıncı kitabı olarak benimsenir. İbnu Salah ve Nevevî, İbnu Mâce´den fazla söz etmezler. Bu iki müellif usül olarak beş kitabı bilirler ve İbnu Mâce´yi altıncı kitap olarak zikretmezler. Bazıları da Altıncı Kitap olarak Muvatta´yı görmüştür: Rezîn İbnu Muâviye, et-Tecîd´de, Ebu´s-Seâdât İbnu´l-Esîr, Câmi´ul-Usûl´de böyle yaparlar. İbnu Salah, Nevevî, İbnu Hacer, Salâhu´d-Dîn Alâî gibi bâzıları Altıncı Kitap olmaya Muvatta layıktı demişlerdir. İçerisinde mürsel ve mevkuf rivâyetler yer almasına rağmen zayıf ravilerinin azlığı münker ve şaz rivâyetlerin nâdirliği sebebiyle altıncı kitap olmaya Dârimî´nin, Sünen´ini layık görenler de olmuştur.

İbnu Mace´yi, müteahhir ulemâ nezdinde yücelten husus, onun fıkhî faydalarının çokluğudur. Bu da, öbür kitaplarda bulunmayan, çok sayıdaki ziyâde hadîsler ihtiva etmesinden ileri gelir. İçinde mevcut 4341 hadîsten 1339´u zevâid´dir yani öbürlerinde yer almaz. Mütekaddim ulema nezdinde kıymetini düşürmüş olan yönü de zaafı şiddetti olan râvilerden hadîs almış olması idi. Bu çeşit hadîslerin sayısı 99´dur. Bunların râvileri kizble itham edilmiş, sarakatu´l-hadîs´te bulunmuş kimselerdir. Hadîsçiler, normalde böylelerinin münferid rivâyetlerini almazlar.

Bu çeşit şiddetli zayıfların rivâyetleri ya mevsuk bir başka senedin desteğiyle veya râvîsinin durumunu beyan etmek suretiyle kaydedilebilir. Nitekim, Tirmizî´nin öyle yaptığını görmüş idik. İbnu Mâce, bu esaslara riâyet etmeden çok zayıfların rivâyetini aldığı için mütekaddim ulemânın istiskaliyle karşılaşmıştır. Ebu´l-Haccâc el-Mizzî: "İbnu Mâce´nin Kütüb-i Hamse´den infirâd ettiği hadîsleri zayıftır" demiştir. İbnu Hacer bu hükmü ricâle hamletmenin daha doğru olacağını, hadîslere hamletmemek gerektiğini, söyler. Ona göre, İbnu Mace´nin teferrüdleri arasında sahih ve hasen hadîsler de mevcuttur. Nitekim yapılan müteakip tahliller şu tabloyu ortaya koymuştur: Kütüb-i Hamseye olan 1339 zevâid´den 428´i sahîh, 199´u hasen, 613´ü zayıf, 99´u da çok zayıftır.

Bazı kaynaklar, İbnu Mâce´den şu sözü nakleder: "Bu Sünen´i yazınca, Ebu Zür´a´ya arzettim. O, eseri inceledi. Ve: "Öyle zannediyorum ki, bu kitap ulemanın eline geçerse, geride kalan Câmi´leri veya en azından çoğunu iptal eder... Bunun içinde isnadı zayıf olanların sayısı otuz kadardır". Suyûtî, senedindeki inkıta sebebiyle bu rivayetin sahîh olmadığını söyler.

İbnu Mâce´nin Sünen´i hakkında bilgi verirken, Hâzimî, Şurûtu´l-Eimmeti´s-Sitte adlı kitabında diğer beş kitabın râvilerinin tabakalara ayırırken İbnu Mâce´nin râvilerini tabakasından bahsetmez. Keza ed-Dehlevî, ilerde kaydedeceğimiz, hadîs müellefâtıyla ilgili derecelemede İbnu Mâce´yi zikretmez, ancak kaydedilen evsafa göre ikinci tabakada mütâlâa edilmesi daha uygun gözükmektedir.[229]
Top