Savaşsız Savaş

Savaşsız Savaş

Cüneyd Bey'in, Sultan Murad üzerine yürümesini kabul et­tirdiği Mustafa Çelebi, yanındaki akıncı askeri ve başıbozuk-larla Venedik'ten kiralanan kadırgalarla Lapseki'ye geçerek Anadolu toprağına ulaşmıştı. Ordusunu Lapseki Ovasına yaymış bulunan Mustafa Çelebi, her ferdin ateş yakması emrini verdi. Yakılan ateşler, ovada çok büyük miktarda asker bulunduğunu gösteriyordu.

Bu dehşetli manzarayı gören Sultan Murad, hayret etti ise de basireti vasıtasıyla bu aldatmacaya kanmadı ve 20.000 seçme askerle beraber fütursuzca yürümeye başladı. Ve Düzmece Mustafa'nın ordusunu takibe başladı.

Vezir ibrahim Paşa, Mustafa Çelebi'ye gizlice haber uçur­muş, Cüneyd Bey'in çok dikkat edilmesi lazım gelen bir adam olduğnu, ihanette sabıkasının az olmadığını, kendisine ihanet için de Sultan Murad'a başvurduğunu anlatarak, ken­disinin ise dostu olduğunu bildirir anlamda haberler göndere­rek Mustafa'nın kulağına kar suyu kaçırmış, Cüneyd bey'e şüpheyle bakmasına vesile olmuştur. Cüneyd Bey, hakikaten ihanet içinde olduğundan birbirlerini şüpheli bir halde kontrol ediyorlardı. Birbirlerine olan itimadsızhkları bir türlü saldırıya geçme fırsatı vermiyordu. Bu itimadsızlık o derece ileri nok­taya varmıştı ki, birbirlerine zaferi elleriyle gösterseler yalan diyecek hale gelmişlerdi. Tabii bir türlü hücum emri alamı-yan ordu ise, hızını kaybetmiş, düşünmeye başlamıştı... Öyle ya karşımızdaki düşman kimdi?.! Kâfir değiller... Üstelik kah­raman bir padişaha, aynı zamanda tarikat ehli olup seyr-ü sülük dalgalarında mürşidin gösterdiği derslerle kuiaç atan bir zat-i padişahî idi... Ordu düşünmeye başladımı, çok şey değişir... O düşünmeyi kim kendi istikametine çevirirse, zafer ona tatlı gülücüklerle koşar.

İşte bunu başaran Sultaft Murad nam-ı hesabına Vezir-i azam İbrahim Paşa oldu. Tokat Hapisanesinden tahliye olu­nup iade-i rütbe edilen Mihal oğlu Mehmed Bey vasıtasıyla Düzmece Mustafa ordusunun en düzenli bölümü akıncılar, nehrin öbür kıyısından gecenin karanlığında nev'i şahsına münhasır savaş na'rasını atan sevgili kumandanları Mihal oğlu Mehmed Bey'in sesini duyunca, harp tâlini, ehlini Mustafa Çelebi'den çekip, Sultan Murad-ı Sani Hazretlerinin avu-cuna koymuştu. Bütün akıncılar, beyleri vasıtasıyla Sultan Murad Ordusuna iltihak etmişlerdi.

Cüneyd Bey ise, durumu sezdiğinden, yanına aldığı 60 ki­şilik maiyyetiyle karanlıklar içine dalarak, zavallı Çelebi Mustafa'yı, sönmüş bulunan talih yıldızıyla başbaşa bırak­mıştı. Mustafa Çelebi büyük bir kalabalıkla geçtiği Lapse­ki'den bu sefer tek başına bir balıkçı kayiğıyla Rumeli'ye ge­çiyordu. Sultan Murad, artık durmadı, takibe devam etti. Ru­meli'ye geçti. Edirne'ye yakın bir yer olan Yenice dağ köyün­de saklandığı ağaç kovuğundan kendi eliyle çıkarıp Edir­ne'ye getirdi ve kalenin en yüksek kulesine astırıp, Düzmece Mustafa Olayının son bulduğunu bütün âîeme ilan etti. Tarih­ler H. 826/M. 1423 senesini gösteriyordu...
Top