TarihSayfası tarihsayfasi.com



warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/tarih/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Tarih

Eski kaynaklarda Macaristan´dan Panonya diye bahsedilmektedir. Macaristan´ın bulunduğu Tuna havzası ve Karpatlar bölgesi, coğrafi yer itibariyle kuzeyden ve doğudan devamlı gelen istilaların, akınların mecburi geçiş yolu olmuştur. M.Ö. üçüncü asırda Keltler´in, sonra Daklar´ın istila ettiği Panonya, M.Ö. 1. asrın sonlarında Romalıların hakimiyetine girmiş ve bu hakimiyet M.S. 4. asıra kadar sürmüştü.

Panonya 4. asırda Attila idaresindeki Hunların, 6. asırda da Volga Nehrinin doğusundan Tuna Havzasına kadar gelen Avar Türklerinin istilasına uğradı ve Avarlar burada kuvvetli bir imparatorluk kurdular. İki yüz elli yıl Orta Avrupa´ya hakim oldular. Önceleri Şamanistken giderek Hıristiyanlığı benimsemeye başladılar ve 769´da Charlemagne tarafından ortadan kaldırılan Avar Türkleri, böylece Hıristiyanların özellikle Slavların arasında eriyip kayboldular.

Lübnan´ın en eski tarihi Fenikeliler´le başlar. Fenikeliler´den sonra Lübnan´a sırasıyla Âsurlular, Yeni Babilliler, Persler, Makedonyalılar ve Romalılar sahip oldular. Hazret-i Ömer zamanında, 643 yılından itibaren Suriye´nin fethi için gönderilen İslam orduları, aynı tarihlerde Lübnan´ı da fethetti. Bu arada Suriye´den göç eden Maruni Arapları, Lübnan Dağlarının kuzey bölgelerine yerleştiler. Bugünkü iç karışıklıkların sebepi olan Dürziler ise on birinci yüzyılda güneyden Lübnan´a girdiler.

Lübnan daha sonra Haçlı saldırılarına maruz kaldı ve birçok küçük Haçlı devletçikleri kuruldu. Bunlar da Memlukler zamanında özellikle Baybars ve Kalavun dönemlerinde temizlendi. Osmanlı Devletinin ilk olarak Müslümanların halifesi unvanına da sahip olan padişahı Yavuz Sultan Selim Han, 1516 ve 1517´deki Mısır Seferi sırasında Memlük Devletine son vermiş ve Lübnan´ı da Osmanlı sancağı yapmıştı.

Libya'nın bilinen ilk tarihi, ülkede mevcut mağara, harabe ve eski eserler üzerinde yapılan araştırmalara göre, M.Ö. 400 yıllarında yaşamış olan Berberilerle başlar. Eski Yunanlılar Libya?nın en eski yerlileri olarak bilinen Berberilere, ?Lebular? ve ülkeye de ?Lebu? diyorlardı. Zamanla bu kelime, ?Libya? şeklinde söylenmiştir.

Berberiler, uzun müddet Fenikelilerin istilasında kalmışlardır. Libya, bundan sonra birçok milletlerin istilasına uğradı ve pek çok medeniyetlerin tesirinde kaldı. Libya?yı önce Kartacalılar, sonra Romalılar idareleri altına aldılar. Romalılar buraya ?Afrika? adını verdiler. Bu isim yıllar sonra bütün kıta için söylenir oldu. Libya, bunlardan sonra 642 yılına kadar Vandallar ve Bizanslıların istilasında kaldı.

Kuzey Kore´nin tarihi, 1948 yılına kadar Güney Kore´nin tarihi ile aynıdır. Kuzey Kore, 1948 yılında Sovyetler Birliği´nin işgal ettiği bölgede kuruldu. Sovyetler Birliği geri çekilince, iki Kore´nin birleştirilmesi için sarfedilen çabalar sonuç vermedi ve doğan gerginlik, 1950 yılında savaşa yol açtı. Bu savaşta Kuzey Kore, Güney Kore´yi işgal etti. BM tarafından müdahale edilerek Güney Kore´den çıkarıldı.

1953´te Kore Yarımadası, 38° enlemi sınır olmak üzere ikiye bölündü. Ülke 1948´den beri KimSung diktatörlüğüyle yönetilmektedir. 1972´den bu yana iki Kore´nin tek ülke olarak birleştirilmesi için yapılan çalışmalar sonuç vermedi. 1975´ten sonra, Kuzey Kore, batılı ülkelere ve Japonya´ya yaklaşma siyaseti gütmeye başladı. Sosyalist ülkelerde uygulanan yumuşak politika Kuzey Kore´de de uygulanmaya başlanmış olup, Kuzey ve Güney arasındaki gerginlik giderek azalmaktadır.

On sekizinci yüzyıl başlarında, Arabistan Yarımadasının iç bölgelerindeki Anizah kabilesinden birçok ailenin göçebelikten vazgeçip, Basra Körfezi kıyılarına yerleşmesi Kuveyt şehrinin, buna bağlı olarak da devletin temelini teşkil etmiştir. 1756´da halk, as-Sabah soyundan bir şeyh seçti. Böylece, bağımsız Kuveyt Emirliği kurulmuş oldu.

On dokuzuncu yüzyılın sonralarından itibaren, Rusya ve zamanın diğer güçlü devletleri Kuveyt´le ilgilenmeye başladı. O tarihlerde Almanya, Berlin-Bağdat demiryolu hattını Kuveyt limanına kadar uzatmanın yollarını arıyordu. İngiltere´nin menfaatlerine ters düştüğü için Almanya´nın emellerine karşı çıkmaktaydı. Osmanlı Devletine karşı olan zamanın Kuveyt Emiri 1899´da dış ilişkilerinin kontrolünü İngiltere´ye devreden bir antlaşmayı imzaladı. İngiltere 1914´te Osmanlı Devletiyle harbe girdikten sonra Kuveyt´i himayesine aldı.

Kolombiya toprakları, 16. yüzyılın başlarında Ganzalo Jiménez de Quesada ve Sebastian de Balalcozar komutasındaki İspanyollar tarafından bulunmuş ve sömürge haline getirilmiştir. On sekizinci yüzyıla kadar ülke, İspanyol asıllı beyazlar tarafından yönetildi. Bundan sonra başlayan bağımsızlık mücadelesini Kuzey Amerika ve Fransa İhtilalleri daha da kuvvetlendirdi.

1886?da ülkeye, kıtayı keşfeden Kolomb?un ismi verildi ve Kolombiya Cumhuriyeti ilan edildi. 1903 yılında, ülke topraklarına dahil olan Panama, ABD?nin yardımı ile Kolombiya?dan ayrılarak bağımsız bir devlet oldu. Bu ayrılma yüzünden ABD ile Kolombiya arasında 1921 yılına kadar süren gerginlik oldu.

Yenisey Irmağı boyunda medeni bir hayat süren Kırgızlar Milad´dan sonra birinci yüzyılda Hun Devleti tabiyeti altına girdiler. Hunluların dağılması üzerine, Kırgızlar, Hakas Devletini kurdular. Dördüncü yüzyılda kurulan Hakas Devleti, Baykal Gölünden Tibet´e kadar olan kısma hakim oldu. Altıncı yüzyılda kurulan Göktürk Devleti ile mücadele eden Hakaslar, 840´ta Uygur Devletini yıktılar.

Onuncu yüzyılda Karahanlıların tesiriyle İslam dinini kabul eden Kırgızlar, 13. yüzyılda Moğolların hakimiyetini tanıdılar. On yedinci yüzyılda Rus istilasına karşı diğer Türk boylarıyla hareket ettiler. Kırgızların harp kabiliyetleri yüksekti. On dokuzuncu asırda Kırgız toprakları bütünüyle Rus hakimiyetine girdi. 1924 senesine kadar Türkistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine bağlıyken, 1925´te KaraKırgız Özerk Oblastı adını aldı. Bir süre sonra Kara kelimesi kaldırıldı.

Kenya, Afrika?nın en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Kenya?ya ilk defa Arap tüccarlar gelerek, Malindi ve Monbasa şehirlerini kurmuşlardır. Ülkeye ilk gelen Avrupalılar Portekizli gemiciler olmuştur. Ümit Burnu?nu 1498?de dolaşan Vasco de Gama, Malindi şehrine çıkmış ve bölgeye hakim olmuştur. Portekizliler burada ticaret merkezleri kurmuşlar, kaleler yaptırmışlardır.

On sekizinci yüzyılda Araplar Kenya?ya tekrar hakim olmuşlar ve Portekizlileri bölgeden çıkarmışlardır. 1887?de bir İngiliz şirketi Kenyayı Araplardan kiralamış 1895?te de bölgeyi tam kontroluna almıştır. Bundan sonra Kenya tam bir İngiliz sömürgesi olmuştur.

1952?de yapılan bağımsızlık hareketlerinde Jomo Kenyatta liderliğe getirilmiş, ilk yıllarda başarı sağlayamamış İngilizler tarafından tutuklanmıştır. 1961?de de hapisten çıkan Kenyatta, zorlu bir mücadeleden sonra, Kenya?yı bağımsızlığa kavuşturmuştur.

Kazakların tarih sahnesine çıkışları 15. asra rastlar. Şeybani Hükümdarı Ebü´l-Hayr zamanında bozkır bölgesinde yaşayan Türk kabileleri, aynı sülaleden Barak Hanın oğulları Canıbek ile Kerey´in idaresinde doğuya göç ederek Çağatay Hanlığı topraklarını kendilerine yurt edindiler. Buralarda yaşayan ve göçebe olan Türk kavimleri ile birlik olup iki yüz bin kişilik bir nüfusa ulaştılar.

Bunlara daha sonra, Naymanlar, Celayirliler ve Duğlatlar da katılınca bir milyonluk bir Kazak topluluğu meydana geldi. Balkaş civarında yaşayanlara Canıbekoğlu Kasım Han, Urallara kadar olan bölgede yaşayanlara Kereyoğlu Burunduk Han hükümdarlık ediyordu. Kasım Han, amcasının oğlu Burunduk Hanı ortadan kaldırarak, Kazakların tamamını idaresi altına aldı ve üç yüz bin kişilik bir ordu kurdu.

Kanada?ya ilk yerleşenler, Bering Boğazını geçerek, Kuzey Amerika?ya gelen Kızılderililer (güney kesimde) ve Eskimolar (kuzey kesiminde) olarak kabul edilir. On altıncı yüzyılda Jacques Cartier, Kanada topraklarını keşfetti. Cartier 1534-1536 yılları arasında Saint-Laurent Körfezine girerek, bugünkü Montreal?a ve Québec?e kadar ilerleyip Kanada ülkesini bulmuş oldu ve bu toprakları Fransa?ya dahil etti.

O zamanlar ülkede maden bulunmadığından kolonileştirme hareketi yarım kaldı ve Kanada tarafı yalnız Morino avcıları ile kürk tüccarlarının uğrak yeri oldu. Fakat Fransız yöneticilerin asıl maksadı, avcılığı, orman ve maden işletmesini geliştirmek, Fransa?nın ihtiyaç duyduğu hammaddeleri tedarik etmek ve misyonerler vasıtasıyla Hıristiyanlığı yaymaktı.

Son yorumlar